Kira Muratova
Gölgede Kalan Aşk

5 - 27 Mart 2016

Kira Muratova (d. 1934, Soraki, Moldovya) Rus sinemasının yaşayan bir efsanesi olduğu kadar, kalıpları reddeden önemli kadın yönetmenlerinden. Sovyet döneminde yapıtları ideolojik koşullara uyum sağlayamamıştı, bugün de ticari trendleri yakalayamıyor – geçmişte filmleri sansür kurulunun deposuna kilitleniyordu. Son 55 yılda yaptığı 20 film, toplumun en temel özelliklerini dile getirme konusunda farklı bir estetik ve benzersiz bir beceri ortaya koyuyor. Bunun en iyi örneklerinden biri Muratova’nın başyapıtı The Asthenic Syndrome (Astenik Sendrom).

Yaşamı uzun metraj film yapılabilecek yönetmen sayısı çok azdır, ama yetmiş yıllık çalışma hayatında Kira Muratova savaş sonrası Sovyet/Rus sinemasının en önemli sinematografilerinden birini yaratırken, hem kişisel hem de mesleki anlamda olağan dışı trajediler ve zaferler yaşadı. Bugün Moldovya Cumhuriyeti sınırları içinde kalan topraklarda doğan Muratova, 1960’ların ilk yarısında yeni yeni sesini duyuran ve Sovyet sinemasını dönüştüren genç sinemacılar kuşağına dahil oldu. İlk uzun metrajlı filmi Brief Encounters (Kısa Karşılaşmalar), harap haldeki bir Sovyet kasabasında geçen sıradan bir aşk üçgeninin büyüleyici bir portresiydi ve yetkililer tarafından fazla açık sözlü bulundu.

Muratova, ikinci filmi Long Farewells (Uzun Vedalar) ile efsaneye dönüştü. Sovyetler’deki kültürel açılım o dönemde sona ermişti, dolayısıyla film yasaklandı ve Muratova Sinemacılar Sendikası’ndan ihraç edildi. Filmin baş kadın oyuncusu, filmin kopyalarından birini yatağının altına sakladı, çünkü negatiflerin yok edileceğinden korkuyordu. Sonunda kültürel rüzgarlar döndüğünde ve glasnost dönemi başladığında Muratova yeni bir kuşak tarafından keşfedildi. 1987’de filmleri ilk kez Sovyetler Birliği dışında gösterildi ve başyapıtlar olarak alkışlandı. Yine de Muratova iktidarı rahatsız etmeyi sürdürdü: 1989’da çekilen ve pek çokları için dönemin en önemli filmi olan The Asthenic Syndrome (Astenik Sendrom), Mihail Gorbaçov döneminde (birkaç ay süresince) yasaklanan tek Sovyet filmi oldu. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana Muratova’nın dünya hakkındaki görüşleri her zamanki kadar nüfuz edici ve sert olmayı sürdürüyor. Sinemada tinsel bir atası olduğu söylenebilirse, bu Erich von Stroheim olurdu. Tıpkı Stroheim gibi Muratova da günlük yaşamın acımasızlığını sansasyonelliğe ya da ahlakçılığa düşmeden aktarıyor. Muratova’ya göre nasıl davranmamız gerektiğine karar vermeden önce dünyanın gerçekte nasıl olduğunu görmemiz gerekir; filmleri de karakterlerinin yanılgılarının birer birer ortaya çıkarılmasını ayrıntılı bir biçimde anlatıyor. – Richard Pena

iş birliğiyle

05 Mart

19.00 Kısa Karşılaşmalar

06 Mart

14.00 Tutkular

17.00 Akortçu

08 Mart

19.00 Tutkular

09 Mart

19.00 Astenik Sendrom

11 Mart

18.00 Kısa Karşılaşmalar

20.00 Akortçu

13 Mart

14.00 Çehov’un Motifleri

16.00 Üç Hikaye

19 Mart

14.00 Astenik Sendrom

17.00 Üç Hikaye

26 Mart

18.00 Astenik Sendrom

27 Mart

15.00 Üç Hikaye

Kısa Karşılaşmalar

Kısa Karşılaşmalar

Tutkular

Tutkular

Astenik Sendrom

Astenik Sendrom

Akortçu

Akortçu

Üç Hikaye

Üç Hikaye

Çehov’un Motifleri

Çehov’un Motifleri

Kira Muratova
Gölgede Kalan Aşk

Kira Muratova (d. 1934, Soraki, Moldovya) Rus sinemasının yaşayan bir efsanesi olduğu kadar, kalıpları reddeden önemli kadın yönetmenlerinden. Sovyet döneminde yapıtları ideolojik koşullara uyum sağlayamamıştı, bugün de ticari trendleri yakalayamıyor – geçmişte filmleri sansür kurulunun deposuna kilitleniyordu.

Kimliğe İlişkin Uzlaşımlar

Kimliğe İlişkin Uzlaşımlar

Portreler, kaçınılmaz olarak toplumsal tanınmaya ve ideolojik değişikliklere tabidir. Bu alanda yer alan eserler, toplumsal cinsiyet ve ırka ilişkin kültürel uzlaşımların yanı sıra film yıldızlarının imajlarında işleyişte olan estetik stratejileri sorguluyor. 

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Pascal Sebah

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Pascal Sebah

1857’de Beyoğlu Postacılar Caddesi’nde “El Chark Societe Photograhic” adlı bir stüdyo açan levanten kökenli Pascal Sébah, 1860 yılında fotoğraf tekniğini iyi bilen ve bu alanda Paris’te çalışmalar yapmış A. Laroche adında bir Fransızla birlikte çalışmalarını sürdürmek üzere Rus Elçiliği’nin bitişiğindeki stüdyosuna taşınır...

İki çocuk portresinden yola çıkarak...

İki çocuk portresinden yola çıkarak...

Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda bugüne kadar Pera Müzesi’nin ikinci katındaki sergilerde de yer almış iki çocuk portresi bulunmaktadır. 20. yüzyıl başlarında, 4 yıl arayla yapılmış bu resimlerdeki çocuklardan biri Sultan Abdülhamid’in oğullarından Şehzade Abdürrahim Efendi, diğeri ise Osman Hamdi Bey’in kızı Nazlı’dır.