Kadının Sessiz Dikişi

  • 08 Mart 2020 / 16.00
  • 16 Eylül 2020 / 18.00

Yönetmen: Nazlı Dinçel
ABD, 2014, 10', HDD, renkli
İngilizce; Türkçe altyazılı

“Kocamdan ayrıldığım sürecin mahremiyeti ve kırılganlığı içinde bana söylenenlerin deşifresi. Bölümler, Yapraksız'dan (2011) imha edilmiş orijinaller, Jack Smith'in Alevli Yaratıklar’ına (1963) gönderme yapan ‘feminen’ motifler ve de bir narın rekonstrüksiyonundan oluşur. Bu dekoratif objeler, senkronizasyon göndermeleri içeren kontrollü bir kesme hareketi ile yeniden değerlenir. Her bölümle birlikte flu görüntüler giderek netlik kazanırken, elle karalanmış metnin okunması zorlaşır. Kesim ve el hareketlerinin doğrudan sesleri 26 enstantaneyi bir araya getirir. Senkronizasyon devreden kalkınca, bir tercüme eylemi olarak geçmiş görüntülerin işitilmesi kalır geriye.” - Nazlı Dinçel

Bu film gösterimi ücretsizdir. Rezervasyon alınmamaktadır.

Göz Hizası

Jeanne Dielman, Commerce Rıhtımı, 23 numara, 1080 Brüksel

Göz Hizası

Sfenks'in Bilmeceleri

Göz Hizası

Mesafe Ölçümleri

Göz Hizası

Almanca Şarkı

Göz Hizası

Tombala

Göz Hizası

Ben ve Nuri Bala

Göz Hizası

Kadının Sessiz Dikişi

Göz Hizası

Yalnız Edimler #4

Göz Hizası

Yalnız Edimler #6

Göz Hizası

Bütün Mahalleli Duysun

Mersad Berber Eserlerinde At Figürü

Mersad Berber Eserlerinde At Figürü

Mersad Berber (1940-2012), Bosna-Hersek ve Yugoslav sanatının 20. yüzyılın ikinci yarısındaki en önemli temsilcilerinden biridir. İfade gücü ve eşsiz yeteneği sayesinde yerel sanat çevresini çağdaş Avrupa ve dünya sanatının bir parçası haline getiren Berber, Bosna-Hersek’in çağdaş kültür tarihinde son derece dinamik bir döneminde yaşamıştır.

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

Batılı ressamların eserlerinde camiler İstanbul kentinin kimliğini yansıtan başlıca mimari unsurlar olarak karşımıza çıkar. Bazen resimde gösterilen kentin İstanbul olduğunu sadece camilere bakarak anlayabiliriz. Detaylar gerçekle uyuşmasa da, deniz ve ufukta bazen abartılı ölçülerle verilen camiler mekanın tartışmasız biçimde İstanbul olduğunu söyler bize. 

Janine Antoni Bana Bak!

Janine Antoni Bana Bak!

Janine Antoni, 1990’larda, kimlik inşası meselesine odaklanmaya başladı. Yala ve Sabunla isimli yapıtını, klasik heykel geleneğine uygun olarak, doğrudan kendi bedeninden aldığı kalıptan yola çıkarak yaptı. Bu büstleri sıra dışı kılan ise, sabun ve çikolata gibi tüketim maddelerinden yapılmış olmaları.