Sen Bakmazken

  • 22 Ocak 2016 / 15.00

Yönetmen: Catherine Stewart
Oyuncular: Thishiwe Ziqubu,Sandi Schultz, Camilla Lilly Waldman, Petronella Nontsikelelo Tshuma
Güney Afrika, 2015, 76’ , renkli, BluRay
İngilizce; Türkçe altyazıyla 

Catherine Stewart'ın ilk uzun metrajlı sinema filmi “Sen Bakmazken”, günümüzde Cape Town'da geçiyor ve farklı kuşaklardan karakterleri aracılığıyla geçmiş ve bugün arasında diyalog kurmaya çalışıyor. Dez ve Terri yirmi yıldır beraber olan lezbiyen bir çifttir. Yıllar önce evlat edindikleri kızları Asanda artık bir yetişkin olmuş ve üniversiteye başlamıştır. Apartheid sonrası dönemde büyümüş olan bu genç kadın, bir anlamda yeni Güney Afrika'nın da yüzü. Yıllar önce eşitlik için mücadele vermiş anneleri orta yaşın ve ait oldukları sınıfın konformizmine kapılırken, Asanda kendisine öğretilen gerçeği sorgulamak ister ve fotoğrafçılığa merakı sayesinde Shado ile tanışır. Shado ise gettolarda yaşayan ve erkek kardeşini suç çetelerinden uzak tutmaya çalışan bir “tomboy”. “Sen Bakmazken”, Güney Afrika'nın yakın tarihini cinsiyet ve sınıf merkezli çatışmalar üzerinden ele alıyor.

5. Pembe Hayat Kuirfest

Uygunsuzlar

5. Pembe Hayat Kuirfest

Sen Bakmazken

5. Pembe Hayat Kuirfest

Gizli Dosya: Tab Hunter

5. Pembe Hayat Kuirfest

Kırık Gardenyalar

5. Pembe Hayat Kuirfest

Yalnız Yıldızlar

5. Pembe Hayat Kuirfest

Bu Eve Hoşgeldiniz

Sen Bakmazken

Giacometti: Erken Dönem Yapıtları

Giacometti: Erken Dönem Yapıtları

Gençlik dönemi yapıtlarına ayrılan ilk bölümde, az bilinen bir dizi resim üstünden, babası, İsviçreli Art-İzlenimci ressam Giovanni Giacometti’nin etkisi ve genç sanatçının gelişimindeki rolü ortaya koyuyor.

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

1962’de fluxus hareketinin önde gelen üyelerinden Philip Corner, Piano Activities (Piyano Etkinlikleri) başlıklı bir performans sırasında yaptıklarıyla ciddi müzik çevrelerinde büyük olay yaratmıştı.

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”